“15 Temmuz ruhuyla yola çıkacağız”

“15 Temmuz ruhuyla yola çıkacağız”

Mavi Marmara mağduru Topçuoğlu:- "Bu kez bir kadın gemisiyle Türkiye'den yola çıkacağız. Bu vatan uğruna kanım canım feda diyen aynı 15 Temmuz ruhuna sahip kadınlarla yola çıkacağız”- "Eşimle ben nasıl ki Mavi Marmara’ya bindiğimde aynı duygulara sahipsem

İSTANBUL (AA) - MURAT EĞİLMEZ - Mavi Marmara mağduru dünya şampiyonu tekvandocu Çiğdem Topçuoğlu, bu kez kendisinin organize edeceği bir kadın gemisiyle Gazze'ye yardım götürmek üzere yola çıkacaklarını belirterek, "Bu vatan uğruna kanım canım feda diyen aynı 15 Temmuz ruhuna sahip kadınlarla yola çıkacağız.” dedi.

İsrail’in ablukasını kırmak için sembolik de olsa insani yardım taşıyan iki gemiyle Avrupa'nın farklı ülkelerinden gönüllü kadınların Gazze'ye götürüleceği bir organizasyon düzenlendiğini belirten dünya şampiyonu tekvandocu Çiğdem Topçuoğlu, kendisinin de bu organizasyona de son ayakta dahil olduğunu söyledi.

İspanya’dan yola çıkan iki gemiden Emel adında olanın sabote edildiğini iddia eden Topçuoğlu, yolcularının da Zaytouna adlı diğer gemiye aktarıldığını belirtti.

Organizasyonun İspanya ayağının, aralarında sanatçı ve milletvekillerinin de olduğu 30 kadın aktivisti taşıyan Zaytouna gemisinin İtalya’ya gelmesiyle son bulduğunu ifade eden Topçuoğlu, kendisinin de eylemcilerle Sicilya adasında buluştuğunu kaydetti.

Sicilya’da yapılan toplantıda Gazze’ye asıl gideceklerin listesinin oluştuğunu vurgulayan Topçuoğlu, yaşadığı süreci AA muhabirine anlattı.

Topçuoğlu, organizasyonu yapan koalisyon temsilcilerinin toplantıda sadece 4 kişinin yan yana sıkışarak oturabileceği Emel 2 adlı küçük bir tekne daha aldıklarını söylediklerini belirterek, “Ben ona da tamam dedim, ama Zaytouna ile gitmek istediğimi belirttim. Sonuçta bekleme taraftarı olan kadınlar 13 kişilik listedeydi, ama ben yoktum. Bu benim için çok acı oldu, maalesef ülkeme geri döndüm.” dedi.

İtalya Sicilya'dan 5 Ekim'de denize açılan Zaytouna gemisinin Gazze’ye 55 mil kala durdurulduğunu sonradan öğrendiklerini vurgulayan Topçuoğlu şöyle konuştu:

“Sonra 5 mil daha ilerlemelerine izin vermişler. Ondan sonra gemiye müdahale edilmiş. Gemideki kadınlar tutuklanmış, Aşdot Limanına çekilmiş gemi. İki gün boyunca arkadaşlarımız orada gözaltına alınmışlar, sorguları yapılmış ve oradan deport edilmişler. Hiçbir malzeme Gazze’ye geçiş yapamadı tabii. Zaten hiçbir zaman Aşdot’a giden asıl insani yardım malzemeleri Gazze’ye gitmiyor. Sadece fuzuli olanların geçtiğini biliyoruz.”

Topçuoğlu, şu anda Gazze’de ablukanın daha da sıkılaştığını, kapıların tamamen kapatıldığını, sadece günü kurtarmaya yönelik yardımların içeri alındığını öğrendiklerini ifade etti.

Aşdot’tan ülkelerine geri gönderilen aktivistlerle internet üzerinden irtibat kurduğunu belirten Topçuoğlu şöyle devam etti:

“Onların izlenimi İsrail’in ne kadar barbar olduğu yönünde. Gemideki 13 kadın arasında Nobel barış ödülü sahibi İrlandalı bir ablamız vardı, profesör bir arkadaş vardı, Amerikan vatandaşı emekli binbaşı vardı. Bizim o Mavi Marmara’da saldırıya uğradığımız gibi ateşli silahlarla saldırmamışlar bu kadınlara, çok fazla şiddet göstermeden ama yine kötü muameleyle içeri almışlar. Yani Mavi Marmara’daki durumun silahsız halini uygulamışlar. Dünyayı savaş alanına çeviren bir kesimin bu şekilde kadınlara karşı yapmış olduğu bu olayı şiddetle kınıyorum.”

- “Mavi Marmara’da ne hissediyorsam aynısını hissettim”

Mavi Marmara yolculuğu gibi aynı yolculuğa çıkma girişiminin kendisini olumlu etkilediğini, kalbinin pır pır attığını ifade eden Topçuoğlu şunları söyledi:

“O kadar korkunç bir olay değil. Aynı şeyleri yaşayacağımı hiç düşünmedim bile. Aklımın köşesinden dahi geçmedi. Orada mazlum insanlar var, mazlum bir halk var, orada insanlık dışı muameleye tabi tutulan bir kesim var, orası bir erzak davası değil, kutsal bir dava var. Eşimle ben nasıl ki Mavi Marmara’ya bindiğimde aynı duygulara sahipsem, aynı şekilde Zaytouna’ya da o şekilde binmek istemiştim.”

Ablukayı kırmak için bu kez kendisinin organize edeceği bir kadın gemisiyle Türkiye’den yola çıkacaklarını açıklayan Topçuoğlu, "Mavi Marmara’da erkek kardeşlerimizle bulunmuştuk. Bize saldıracaklarını düşünmüyorum. Bu sefer Avrupalı kadınlar değil, Türk kadınlarıyla karşılaşacaklar. Türk kadını ne kadar teslim olur onu da göreceğiz. Üstüne basa basa Türkiyeli kadınlar diyorum. Bu topraklar üzerinde yaşayan ben bu vatan uğruna kanım canım feda diyen aynı 15 temmuz ruhuna sahip kadınlarla yola çıkacağız Allah’ın izniyle.” değerlendirmesini yaptı.

- "Eşimin kanı satılık değil"

Bu arada eşini yitirdiği ve kendisinin de bizzat mağduru olduğu Mavi Marmara davasının 2 Aralık tarihine ertelendiğini belirten Topçuoğlu, yeni atanan hakimin davayı alelacele bitirmek niyetinde olduğunu gördükleri için reddi hakim talebinde bulunduklarını söyledi.

Topçuoğlu, “Bu dava sonuçlanmadı. Ben ceza davası açtım, tazminat davası açmadım. Benim eşimin kanı satılık değil, abluka kalkana Filistin işgal sona erene kadar mücadele edeceğiz. Benim Mescidi Aksa’mın davası satılık değil. Kim ki Mescidi Aksa’nın kalbine hançeri saplamış, buyursun bu tazminatı kabul etsin ya da bu bağışı kabul etsin.” dedi.

İsrail’in dürüst olmadığını ifade eden Topçuoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer Aşdot serbestse, ‘Abluka kalktı’ diyorlarsa hadi beni bırak o zaman gideyim Mescidi Aksa’ya özgür bir şekilde gireyim. Ben deport yiyorum, milli takım antrenörüyüm aynı zamanda sporcuyum. Kulübüm var, ben bu çocukları yurt dışında ve yurt içinde müsabakalara sokuyorum. Bu yurt dışı çalışmasının bir ayağı da puan toplayıp 2020 Olimpiyatları’na gençlerimizi kazandırmak. Ama İsrail karşıma çıkıyor. Filistin Ramallah'a hizmet pasaportuya gidiyorum, ‘Sen İsrail için tehlikeli bir kadınsın’ diyerek deport yiyorum. Ülkem 15 Temmuz’da kan gölüne çevrilmişti İsrail maşaları tarafından. Ben 17 Temmuz’da 9 saat gözaltına alınıyorum, 2,5 saat sorgulanıyorum. Burası Ramallah değil, Telaviv diyorlar, kabul etmediğim için oluyor bunlar ve orada çocuklarım her türlü engellemelere rağmen bir altın, iki gümüş aldılar.”

Davalarının devam edeceğini, Türk hukukuna güvendiğini vurgulayan Topçuoğlu, “Hükümetime de güveniyorum bu noktada. Bir gün bizim sesimiz duyulacak ve dünyayı kan gölüne çeviren melun yaratıkları, özellikle de Türkiye Cumhuriyeti vuracak. Hani bir ara one minute dediler ya aynı o yumruk, balyoz gibi vuracak. Tüm kalbimle inanıyorum Allah’ın izniyle.” değerlendirmesini yaptı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :