1. İş Sağlığı ve Meslek Hastalıkları Sempozyumu

1. İş Sağlığı ve Meslek Hastalıkları Sempozyumu

İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği Başkanı Şimşek:

ANKARA (AA) - İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği (İMUD) Başkanı Cebrail  Şimşek, iş kazalarının yüzde 98'inin, meslek hastalıklarının ise tamamının önlenebileceğini belirterek,  ''Ancak bunun için sağlık ve güvenlik kültürümüzün geliştirilmesinde kararlı, ısrarcı olmalı ve takip etmeliyiz'' dedi.

 Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) ile  İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği (İMUD) tarafından Ufuk Üniversitesi'nde "1. İş Sağlığı ve Meslek Hastalıkları Sempozyumu" düzenlendi.

İMUD Başkanı Şimşek, sempozyumda yaptığı konuşmada, iş sağlığı ve meslek hastalıkları konusunun Soma'da meydana gelen facianın ardından ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü ifade ederek, sağlıklı olma ve sağlıklı çalışma hakkının en doğal insan hakkı olduğunu ancak iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla insanın bu hakkının adeta gasp edilerek elinden alındığını söyledi.

İş kazaları açısından Türkiye'nin dünyada üçüncü, Avrupa'da birinci sırada yer aldığına dikkati çeken Şimşek, ''Bu, utanç verici bir durumdur. İş kazaları toplumun gözü önünde yaşandığı için gizli kalmadan kayıtlara geçmekte ve medyaya yansımaktadır. Ancak iş kazalarından en az altı kat fazla ölümlere neden olan meslek hastalıkları ilgi görmemektedir. Türkiye İstatistik Kurumunun yaptığı değerlendirmelere göre ülkemizde her yıl 900 bin meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık yaşanmasına rağmen resmi istatistiklere ancak yılda birkaç yüz vaka şeklinde yansımaktadır'' görüşüne yer verdi.

İş kazalarının yüzde 98'inin, meslek hastalıklarının ise tamamının önlenebileceğine işaret eden Şimşek, ancak bunun için sağlık ve güvenlik kültürünün geliştirilmesinde kararlı, ısrarcı  olunması ve takip edilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye'de gerekli yasal düzenlemelere rağmen, iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemede tedbirlerin sadece "alınıyormuş" gibi yapıldığını savunan Şimşek, meslek hastalıklarını önce tanımak ve tanımlamak gerektiğini daha sonra da sağlık güvenlik tedbirlerini geliştirerek işçilerin, sağlıklı, kazasız ortamlarda çalıştırılmasının gerektiğini ifade etti.

İş sağlığı ve güvenliğini işverenin maliyet unsuru olarak gördüğünü, işçinin ''bana bir şey olmaz'' yaklaşımında bulunduğunu, iş yeri hekimlerinin de işten atılma korkusuyla meslek hastalıklarını ve iş kazaları bildirimlerini yapmadığını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

''Denetimlerimiz yetersiz, denetmenlerimiz yetersiz. 1,5 milyon iş yerinin 1000-1500 iş müfettişi tarafından eksiksiz olarak denetlenmesi beklenmemelidir. İşçimiz eğitimsiz, işverenimiz eğitimsiz. İş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimi, yeterlilikleri tartışılır özel sektör dersanelerinin elinde. Tüm bu olumsuzluklara kayıt dışı istihdam, ucuz emek, üretim hırsı, sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırmayı ekleyebiliriz. Sağlığı korumak ve geliştirmekle yükümlü olan Sağlık Bakanlığımızı, iş sağlığı alanının hemen hiçbir noktasında göremiyoruz. Oysa Umumi Hıfzısıhha Kanunu, devletin bu asli görevini Sağlık Bakanlığına vermiştir. Üniversitelerimiz ve medyanın da  işbirliği içinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilmesinde sorumluluk alması gerekiyor.''

-Alınması gereken tedbirler

Türkiye'nin iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek açısından gerekli tedbirleri alması gerektiğini vurgulayan Şimşek, bu kapsamda, Sağlık Bakanlığı, Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda kendisine verdiği yetki ve sorumluluğu hatırlaması gerektiğini söyledi.

Acilen Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı , üniversiteler, işçi ve işveren sendikalarının katılımıyla "Çalışanların Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü" kurulması gerektiğini bildiren Şimşek, iş yeri hekimliği eğitiminin de Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenmesi ve denetlenmesi gerektiğini söyledi.

''İş yeri hekimlerinin ve iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlığı sözde bağımsızlık şeklinde olmamalı, kamusal güvence altına alınmalıdır'' diyen Şimşek, iş yeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının ücretlerini işverenden değil, işverenlerden alınan ücretlerle yapılandırılmış bir havuz sisteminden alması gerektiğini savundu . 

TÜSAD Başkanı Filiz Koşar da üniversitelerde, eğitimler sırasında iş ve meslek hastalıkları konusunda yeterli eğitim alınmadığına işaret ederek, bunun bir an önce düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.

Sağlık Bakanlığı'nın işçilerin güvenliği ve meslek hastalıkları konusunda kendisine ödevler çıkarması gerektiğini savunan Koşar, iş güvenliği ve meslek hastalıkları uzmanlığı eğitiminin de daha detaylı olması gerektiğini kaydetti. Koşar, iş sağlığı ve meslek hastalıkları konusunun Sağlık Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ortak işbirliğinde çözülmesi gereken bir konu olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak:Haber Kaynağı